Bir diyalog esnasında, sorduğunuz soruların yanıtlarının verilmediği ve hatta aksine konunun başka bir noktaya çekildiğine hiç tanık oldunuz mu? Ya da bir televizyon programında sorulan soru üzerine bir politikacının alakasız bir yanıtını duydunuz mu?
O halde, karşılaştığınız durum bazen bilinçli bazen bilinçsiz olarak uygulanan bir metodu ifade etmektedir: Red Herring.
Peki nedir bu Red Herring?
Literatürdeki bazı kaynaklarda “kırmızı sazan safsatası” olarak da geçen red herring, temelde bir yanıltma ile yanılsama metodudur. Sorulan sorulara, direkt yanıt vermenin aksine, konuyla bağlantısız bir yanıtın verilmesi ve sorunun içeriğinin devre dışı bırakılması halidir. Diğer bir ifadeyle “ne alaka ya?” durumudur.
Red herring, kanaatimce, temelde iki sebepten kaynaklanabilir. Birincisi ve en belirgini, yanıt verecek kişinin konfor alanından çıkmak istememesidir. Yanıt veren, sorulan sorunun kendi açısından bir çıkmaza neden olabileceğini düşünerek daha konforlu olduğu konulara odağı çekerek bir yanılsama meydana getirmektedir. Bu yanılsama ile birlikte hem sorulan sorunun olumsuz sonuçlarına katlanamamış olacak hem de verdiği yanıtla kendi açısından daha olumlu bir davranış da sergilemiş bulunacaktır. Bunun en tipik örnekleri, kendini bir televizyon programında, bir röportajda veya Türkiye’de nesli tükenmekte olan açık oturumlarda gösterebilmektedir. Politikacılar, böylesi programlarda veciz bir çocuk şarkısındaki kırmızı balık gibi, soruların arasında kıvrıla kıvrıla yüzmekte ve asla sorulara doğrudan yanıt vermemektedir. Soruları bir nevi yönlendirmektedirler. Söz gelimi geçtiğimiz günlerde “Soğan ve patates niye bu kadar pahalı, ekonomimiz niçin resesyonda?” sorusuna verilen “Türkiye araba yapıyor, TOGG yapıyor.” yanıtıyla olduğu gibi…
Daha az gözlemlenebilen, ikinci sebep ise verilecek bir yanıtın olmamasıdır. Kişi, sorulan soruya ciddi manada bir cevap veremeyecek durumdayken hiç cevap vermemek yerine aklına gelen ilk cümleyi kurarak soruyu yanıtlamaktadır. Bu sebepten kaynaklanan red herring, toplumsal düzeyin aksine bireysel ilişkilerde karşımıza çıkmaktadır. Bir iş veya arkadaşlık ilişkisinde, kişi komfor alanına çekilme veya soruyu yönlendirme gayesi taşımadan, sorulan soruya sadece yanıt verebilmek için yanıt vermektedir. Aslında bu hal red herring durumunun “boşluğuma geldi” deyimine karşılık gelen görünümüdür.
Bu iki sebepten kaynaklanabilen red herring, diğer yanıltma veya dolayısıyla yanılsama metodları gibi, insanın bir irrasyonel varlık olmasından kaynaklı olarak gelecekte, dünya dışı varlıklarla tanıştığımızda bile aramızda olacak.
Commentaires