top of page
  • Writer's pictureMustafa Safa Türe

Klişe bir soru: Eurovision siyasi midir?

Türkiye seçime giderken, bugünlerde Avrupa’nın gündemi daha farklı: Eurovision.


Peki Avrupa’da ve Avustralya’da geniş kitleler tarafından bir eğlence programı olarak takip edilen Eurovision Şarkı Yarışması, ortaya çıkışı itibariyle gerçekten sadece bir “eğlence” amacı mı taşıyordu? Yoksa, bir propaganda aracı olarak düşünülüyor olabilir mi?


Bu sorulara cevap vermeden önce, ilk olarak, Yarışmanın nasıl ortaya çıktığına bakalım.


Büyük kitlelere hitap eden programların her daim bir ilham kaynağı vardır. Eurovision’un ise ilham kaynağı 1950’li yıllardan itibaren gerçekleştirilmeye başlayan Sanremo Müzik Festivali’dir. Yarışmanın ilk gerçekleştirildiği 1956 yılına gelirken Sanremo Müzik Festivali 5 senedir gerçekleştiriliyor durumdaydı.


Bu festivalde şarkıcılar, şarkılarıyla katılıyor ve düzenlenen yarışma sonucunda bir şarkıcı birinci seçiliyordu. İşte bu formatı gören ve şu an adına Eurovision Şarkı Yarışması çerçevesinde adına ödül verilen Marcel Bezençon, ki kendisine Eurovision’un fikir babası da denilebilir, bugünkü şekline çok benzeyen bir formatla daha yeni kurulmuş ve test yayınlarıyla kapasitesini ölçen Avrupa Yayın Birliği(EBU)’nin kapısını çaldı.


EBU, Bezençon’un fikrini kısa bir sürede benimsedi ve kolları sıvadı. Akabinde 1956 yılında 14 ülkenin katılımıyla ilk yarışma, İsviçre’nin Lugano kentinde gerçekleştirilmiş oldu.





Peki yarışmanın arka planı, sadece bir festivalin uyarlanmasından mı ibaret?


Bilindiği üzere, Kore Savaşı’nın, Macaristan ayaklanmasının, Süveyş krizi gibi bir çok olayın yaşandığı 1950’li yıllar belki de Soğuk Savaş’ın en olaylı seneleridir. İşte tam bu sırada, 1956 yılında, ilk Eurovision Şarkı Yarışması’nın İsviçre’nin Lugano kentinde gerçekleşmesinin, sıradan bir rastlantı olduğu kanaatinde değilim.


1950’ler, Avrupa siyasi tarihine bakıldığında, Avrupa’nın Avrupalılaşma idealinin tohumlarının atıldığı yıllardır. Keza, Batı Bloğu “özgürlük” idealini de dünyada yaymaya çalışıyordu. İşte bu idealler her ne kadar siyasi ve ekonomik işbirliklerini kapsıyor olsa da her politik idealin arka planında yer alan kültürel işbirliğini de kapsıyordu. İşbirlikleri bir yana, kültür ve sanat bir propaganda aracı olarak da kullanılıyordu.


Yarışmanın başlamasıyla Avrupa’da halklar yarışmaya büyük ilgi gösterdi. Aileler yarışma akşamı televizyon ekranına kilitleniyor ve ülkelerinin yarışmadaki derecelerini merakla bekliyordu. Batı bloğu ülkeleri halklarında bu ilgi yaşanırken Doğu Bloğu ülkelerinde de, özellikle Doğu Almanya ve Polonya’da, kaçak yayınlarla ülke halkları yarışmayı takip etmeye çalışıyordu. Bu kaçak yayın ve ilgiyle beraber adeta Doğu Bloğu ülke vatandaşlarına “bakın burada özgürlük var!” deniliyordu.


Soğuk Savaş içerisinde iki blok arasında genel olarak tez-antitez durumu gerçekleştiği için vatandaşlarının kaçak yayınları izlediğini gören Doğu Bloğu ülkeleri de kendi “Eurovision”larını buldular: Intervision.


Eurovision’un San Remo Müzik Festivali’nden ilham aldığı gibi Intervision’da, halen daha Polonya’nın Sopot kentinde düzenlenen, Sopot Müzik Festivaline dayanıyordu. Doğu Bloğu ülkeleri festivali odak alarak, farklı bir format ortaya koymak yerine festivali yarışmaya dönüştürme yoluna gittiler. Format, elbette Eurovision’dan oldukça farklıydı. Kazanan ülkeler değişse de yarışma her sene Sopot’ta düzenlenecek ve şarkı sürelerine ilişkin bir sınırlama olmayacaktı.


Ancak, zorlama olarak ortaya çıktığı iddia edilebilecek Intervision’a olan ilgi oldukça az oldu. Ömrü kısa süren yarışma aralıklarla düzenlendikten sonra Doğu Bloğu ülkelerinin bir bir parçalanmasıyla tarihe karıştı.



2022 yılının birincisi Ukrayna temsilcisi Kalush Orkestra performansını sergilerken
2022 yılının birincisi Ukrayna temsilcisi Kalush Orkestra. Kaynak: https://news.sky.com/video/eurovision-ukraines-kalush-orchestra-through-to-final-with-stefania


Neticede, Eurovision politik midir sorusuna verilebilecek net bir yanıt olmadığı kanaatindeyim. Özellikle başta Sovyet Rusya'nın parçalanması ve Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile birlikte Batı ülkelerinin "resmi" bir düşmanı kalmamış oldu. Ancak, her ne kadar "bakın burada özgürlük var"denilen bir düşman kalmasa da klasikleşmiş biçimde halen daha komşunun komşuya oy verdiği, ülkelerin aralarındaki siyasi gerginliklerin oylamaya da yansıdığı ve Avrupa’da yaşanan siyasi olayların yarışmaya tesir ettiği de aşikar. Özellikle geçtiğimiz sene başlayan Ukrayna'nın Rusya tarafından işgali de bu tesir örneklerinden biri.


Kendi ülkesindeki ulusal finalde bile birinci olamayan Ukrayna temsilcisi yarışma tarihinin en yüksek oyunu alarak, 2022 yılının birincisi oldu. Bazı müzik otoritelerince şarkının birinciliği hak etmediği söylense de oylar şarkıyı değil ülkeyi seçti ve siyaset kendini bir kez daha gösterdi. Başka bir ifadeyle, yeni bir "resmi" düşman bulundu.


Bu seneki yarışma, Ukrayna’daki çatışmaların halen daha sürmesi sebebiyle Birleşik Krallık’ın Liverpool kentinde gerçekleşecek. Favoriler arasında gösterilen İsveç ve Finlandiya haricinde yine Ukrayna’nın gösteriliyor olması, yarışmanın gittikçe politikleşmesine de neden olabilir.


İzleyip göreceğiz.


bottom of page